Küçük Oda

Kendimi bildim bileli kolay ağlayabilen bir insan oldum. Bu yüzden küçüklüğümden beri “duygusal” biri olarak tanımlanırım. Peki neden birine çok duygusal olduğunu söylerken, ilk olarak o kişinin kolay ağlayabilen biri olduğunu ima ederiz? Duygusal olmak aslında ne demek? Duygular nasıl oluşur? sorularını irdelediğim bir bölüm. Keyifli dinlemeler!

Bölümde bahsi geçenler:

Bahsi geçen kitap: "How Emotions Are Made" - Lisa Feldman Barrett

Beynin çalışma prensibine dair bahsi geçen kitap: "Seven and a Half Lessons About the Brain" - Lisa Feldman Barrett

Bana ulaşabileceğin diğer platformlar:

instagram/kucukoda

⁠⁠⁠hellokucukoda@gmail.com⁠

Yeni bölümde,yıl henüz bitmese de benim için 2024 okumalarının yıldızı “Babil Kulesi Kitabı” üzerinden diller üzerine kısa bir yolculuğa çıkıyoruz. Dili en az benim ve Mahir Ünsal Eriş kadar büyüleyici bulan herkesin ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Keyifli dinlemeler!

Bölümde bahsi geçen kitap: “Babil Kulesi Kitabı” – Mahir Ünsal Eriş

Bana ulaşabileceğin diğer platformlar:

instagram/kucukoda

⁠hellokucukoda@gmail.com

Bahar dizisinin verdiği yetkiye ve motivasyona dayanarak kaydettiğim, programın şu ana kadarki en spontane bölümü. Kendimizde bir bahar temizliği yapıyoruz, yaramayan ne varsa bırakıyoruz. Nasıl fikir?

Bana ulaşabileceğin diğer platformlar:

instagram/kucukoda

hellokucukoda@gmail.com

Küçük Oda'nın yeni bölümünde son derece keyif alarak okuduğum bir kitap üzerinden, Osmanlı Sarayı'ndaki Batı müziğine kulak veriyor ve İtalyan maestro Donizetti Paşa, nam-ı diğer Donizet Bey ile tanışıyoruz. Keyifli dinlemeler!

Bölümde bahsi geçen kitap: “Donizetti Paşa Osmanlı Sarayının İtalyan Maestrosu” – Emre Aracı

Bana ulaşabileceğin diğer platformlar:

⁠Instagram/kucukoda⁠

⁠hellokucukoda@gmail.com

Modern zamanların talihsiz çıktılarından biri de bireysellik. Ama insan münferit midir gerçekten? Öyleyse neden sürekli birbirimizle bağ kurmanın yollarını arayıp, sıkı sıkıya yapışıyoruz? Küçük Oda’nın yeni bölümünde, sizinle kurduğum bağdan ilham alarak bağ kurma üzerine sesli düşünüyorum. Bu konuda sizin bakış açınızı da merak ettiğimden, buraya ilgilenenler için bir soru bırakıyorum☺️ Keyifli dinlemeler!

Bölümde bahsi geçen kitap: “Kendin Olmanın Dayanılmaz Hafifliği” – Ferhat Jak İçöz

Sık sık kulağı çınlatılanlar (alıntılar☺️): Martin Buber, Martin Heidegger, Oruç Aruoba, Andrew Huberman

Oruç Aruoba’nın bahsettiğim kitabı: “İle”

Bana ulaşabileceğin diğer platformlar:

Instagram/kucukoda

hellokucukoda@gmail.com

Bir duygusal olgunluk belirtisi olarak yalnız kalma kapasitesini, ortaokulda kompozisyon yarışmasında kazandığım ödül, bilekliğimdeki yazı ve Britanya’da yaşamaya başlama tecrübem üzerinden ele aldığım bir bölüm. Yine laf lafı açıyor, referanslar havada uçuşuyor, hepsini aşağıda listeledim☺️ Keyifli dinlemeler!

Bölümde bahsi geçenler:

Bölüme ilham veren Winnicott makalesi: The Maturational Processes and the Facilitating Environment: Studies in the Theory of Emotional Development. D. W. Winnicott, F.R.C.P., “The Capacity to be Alone (1958)”

Andrei Tarkovsky’nin gençlere mesajının videosu

Bahsi geçen kitap: Montaigne - Denemeler

Alıntı yapılan diğer kişiler: Blaise Pascal, Adam Phillips, Søren Kierkegaard

Yeni bölümde, şu sıralar sürekli dişil enerjisine saldırılan bir dişi olarak, dişil ve eril enerji mevzularına verip veriştirirken, bu bahaneyle Yusuf Atılgan’dan, kendisinin “Evdeki” öyküsünden ve toplumsal cinsiyet meselesinden bahsediyorum. Bütün bunların birbiriyle bir alakası yok gibi mi geldi? O zaman buyurun içeri gelin de görün. Hoş geldiniz!

Yeni bölümde, emekli albay hissettiğim bir akşam sataştığım bir tweet üzerinden, “fazla merak yerine göre aslında iyidir” diyerek; merak etmek neden önemli, yaratıcılığımızı beslemesiyle bağlantısı nedir, ne saçma soru sordun diyenin ağzına neden terlik fırlatmalıyız gibi konulara değinirken, yine ilginizi çekeceğini umduğum bir kitaptan bahsediyorum.

Bölüme ilham veren kitap: Yaratıcı Özgüven – Tom & David Kelley

Bölümde bahsettiğim kavram: Tall poppy syndrome

*Düzeltme: Bölümde poppy için haşhaş demek diyorum, yanlış da değil ama gelincik dersem daha iyi anlaşılır☺️ Nitekim Britanya’da da gelincik olarak bildiğimiz kırmızı çiçek akla geliyor poppy deyince hemen.

Bana ulaşabileceğiniz diğer adresler: 

instagram/kucukoda

💌 hellokucukoda@gmail.com

İçimde kimi zaman birbiriyle baya sıkı kavga eden farklı sesler var. Hepsi de bana ait. Kişiliğimin parçaları olan bu alt kimliklere kulak vermek, kendime koyduğum hedefler açısından neden önemli? Yeni bölümde bu soru etrafında dolaşıyoruz.

Girişte bahsettiğim şiirin Türkçesi: https://www.isaretatesi.com/walt-whitman-benligimin-sarkisi/

Bölümde referans verdiğim yazı: https://stevepavlina.com/blog/2013/07/do-your-goals-conflict-with-your-personality/

Kimilerinizin dizeden de anlayacağı gibi bu bölümde, "Edip'in Lastik Topu" kitabı üzerinden dostlarının ve ailesinin anlatımıyla Edip Cansever'i daha yakından tanıyoruz. Şiir severlerin özellikle ilgisini çekeceğini düşündüğüm yeni bölüme hoş geldiniz, iyi dinlemeler!

Kendimiz olma fikri, çağımızın tüm dayatmalarına ve karşı çıkışlarına rağmen kendimizi kurtarmak için hâlâ en iyi seçeneğimiz. Küçük Oda'daki ilk bölümde Engin Geçtan’ın “Seyyar” kitabı eşliğinde neden böyle olduğuna dair sesli düşünüyorum.